Estetik mi, İşlevsellik mi?
- Asil Yaşar
- 2 Ara 2018
- 2 dakikada okunur
Bu hafta yine öznel bir konuyu ele alıp, bana göre hangisi daha önemli açıklamasıyla konuya bir yorum getirmek istiyorum. Mimarlıkta vazgeçilmeyecek prensiplerden birisini seçmek zorunda kalsaydım ve o ''Estetik mi? İşlevsellik mi? Olurdu'' sorusuna benim yorumum biraz kafa karıştırıcı olurdu. Ama bu kafa karışıklığına sebep olmadan kısa ve öz olarak bir yorum getirmek istiyorum.

Başlık sırasına göre prensipleri ele alacak olursam, estetik kavramı her mimarın çok önemli tasarım kararları vermesiyle ortaya çıkacağı gibi, çevresinde bulunan yapılarla oluşturduğu bir bütünün parçası olarak da ortaya çıkmaktadır. Bana göre estetik kavramı bir yapının kendi halinde çok modern bir hal almasıyla değil bunun yanında çevresiyle de bir estetik uyum içinde olmasıyla oluşur. Estetik kavramı yine öznelliğe dayalı bir prensip olduğundan herkesçe farklı yorumlanabilir. Ama ne kadar öznellik içerse de estetikliğin de bazı kriterleri vardır. Estetiklik nedir diye soracak olursak kısaca güzel ve göze hoş gelen diyebiliriz. Ama daha önce de söylediğim gibi estetik kavramını bir yapı için göz önüne aldığımızda sadece yapının kendisini değil çevresiyle olan uyumunu da göz önüne almak ve bu doğrultuda estetikliğine karar vermek gerekir.
İşlevsellik prensibi ise başarılı bir Mimari çözümlemeyle gerçekleşir. İşlevsel yapılar kuşkusuz yine Mimarlığın en önemli prensiplerinden birisi olup asla göz ardı edilmemelidir. İnsanların iç dünyasını güzelleştirmek kavramını en fazla yansıtan prensip olarak işlevselliktir diyebilirim. Doğru çözümler ve tasarım kararıyla birlikte ortaya çıkan işe başarılı bir mimarlık denilebilir.
Yine konuyla ilişkin olarak doğru çözümlerle ilgili belli başlı kurallar olsa da aslında benim öğrendiğim ve hayatımda uygulamaya çalıştığım en önemli kural, hiçbir kuralın olmadığıdır ve bir mimar olarak tasarım yaparken kalıplardan ve kurallardan kurtulmak daha özgün projeler üretmek için atılması gereken en önemli adımdır. Tabi ki bu hiçbir kurala ve kalıba sıkışmamayı ne kadar başardığımız da önemli. İşte bunu başardığımız zaman daha iyi bir mimar olma yolunda başarılı bir adım atmış olacağız. (Kurallar ve kalıplardan kastım İmar kanunları değil)
Konuları bu şekilde ele aldıktan sonra hangi prensibi seçeceğime gelecek olursak, tabi gönül ister ki hiçbir zaman bu iki prensipten ayrılmak zorunda kalmayalım ve bu prensiplerin içine sağlamlık ve sürdürülebilirlik prensiplerini de ekleyebilelim ve başarılı mimarlık örnekleri oluşturalım. Ama ben insanların rahat etmelerinin, görsellikten biraz da olsa daha ağır bastığını düşünüyorum ve işlevsellik diyorum. Tabi bu kişiden kişiye göre değişir ve herkes kendince bir açıklama getirebilir. Benim açıklamam bu yönde olacaktır. Umarım hiçbir mimar meslektaşım bu prensipler arasından bir ya da birkaçını seçmek zorunda kalmaz. :)
Comments